çıpçıp çıpçıp çıpçıp çıp...
sokak köpeği, asfalt ve tırnakları
sabah saat beş
bir adam, sigarası ve kulakları
bu bir randevu
ve bu; bu bir hikaye
biteviye...
garip,
benim gibi olanlar, hep aynı dertten muzdarip
şişeler kırık, sarhoşlar sallantıda
ballandıra ballandıra anlatılacak hikayeler yok
dibine kadar sefillik
rezillik üstüne rezillik ekleniyor
ve benden uyumsuzluk göstermemem bekleniyor
ömür boyu sorunsuzluk garantili
iyi bir evlat, kara gün dostu
henüz sermemişse postu,
iyi bir baba, iyi bir eş olacak
altı dil bilecek, hatta yedi
altısında da yardım isteyecek, altı dilde boşalacak
yedincisi küfür için...
saat sabah beş,
kargaları dinliyorum, rol çalıyorlar kuzgundan
"Hilafet kaldırılırken oradaydım."
diyor ve ekliyor biri, martılar kovalamış, kaçmış bozgundan;
"Tito'yu gördüm, Bin Ladin'in kafasına sıçtım,
tifoya yakalandım Afrika'da, Özgürlük Anıtı'nın tepesine çıktım."
"Tito'ya neden bu iltimas?" diyorum
"İhtiras" diyor
"Hayvansı bir açlık..."
durgunlaşıyor, hüzünlü gibi
"Masum eti yedik, kabızdık." diyor
acaba benden çok mu biliyor?
tereddütteyim, altı dilde imdat!
altı dilde küfür ile karşılık geliyor
yedincisi tehdit için...
beş saat sabah,
bu saatlerde iş var
az insan, az laf, az ısrar...
bunlar güzel saatler, afili
sıkı saatler bunlar, muteber!
yalnızlık, koyu karanlık bir yalnızlık
ezan az önce bitti
saati dinliyorum;
"tik-tak tik-tak tik-tak, git geber!"
altı dilde mastürbasyon
bu koalisyondan hayır gelmez
DSP-MHP ve ANAP'tan biraz daha iyiler,
o kadar, hepsi o.
şehvet, yalnızlık ve altı lisan
yedincisi milletvekilleri için...
çalıp çırpabilsinler, sıçıp sıvayabilsinler diye. rol çalıyorlar tanrıdan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder