27 Haziran 2014 Cuma

Myosotis


  Yunan ayaklım!
  Dikilip öylece karşımda
  Gözünde yaş, yüzünde bıktırıcı bir tebessüm
  Kısarak sesini
  Bir küçük hoşçakala nasıl sığdırdın tüm nefesini?
  Rastlaşırsak bir gün o halde, sancak alabanda!
  Ama bil ki;
  Bunu hiç ummazdım senden
  Öyle güpegündüz, ulu orta...
  Sen,
  Sen sûra nasıl üflersin?
  Hem dürdün defterimi, hem sol elime verdin.

  Şimdi ben, Mısır ayaklı
  Firavun inatlı olmak ile meşhurum
  Soyum sekizinci hanedan dedikleri
  Seve seve Helen kızı!
  Seve seve!
  Ben seve seve olurum da uğruna kul köle,
  İmhotep'in sızlar kemikleri 
  Yapma böyle!

  Kılıcımı kınsız, sırtımı pelerinsiz
  Bırakmak pahasına,
  Yakıyorum kahraman ihtiva eden tüm masallarımı.
  Kurtaramam artık dünyayı, istifa!

  Dilinden duyduğum bencil mutluluk arzusunu
  Hiç içimden duyamamak pahasına,
  Satıyorum kahkahandan muaf tüm sevinçlerimi
  Tek gidiş bir bilet parasına.
  Ve üzerine doğrulmuş görürsem pişmanlık namlusunu
  Bin defa aranıza atlamak niyetindeyim
  Bir tek haydut kibrim kalsın dinç
  El birliği ile kapatalım borcunu kredi kartının
  Ettirmeden önce bendenizi linç
  Al vitrinde gördüğün o mavi ayakkabıyı
  Polis çağıralım sonra, parçalasın pankartımı
  Hep seni seviyoruma dönen dilimin açtığı

  Gözün ile gözüm arasında kurulacak temas
  İnfazımı yakmak demek
  Bakma!
  Yasaktır suçluya iltimas
  Çığ düşüyor yangınlarıma
  Git!
  Giderken hatırama bas
  Göreceksin;
  Muhitinde açan tüm çiçekler ne m'oubliez pas*

 * 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder